13 Aylık Gelişim

İlk kez: Üstten azı dişi çıktı

Üstten azı dişi çıkıyor ve bugün huysuzluğu tavan yaptı, beni ve abimlerde ki herkesi resmen canından bezdirdi.Sabahtan bu yana hep ağladı, ağlamasın diye duş aldırdım, dışarı çıkardım v.s ama hiçbiri işe yaramadı.
21 Kasım 2012 Çarşamba

İlk kez: Babasından 20gün ayrı kaldı

Babasından 20 gündür ayrı kaldı, abimlerdeyken geçen gün uyandığında önce odayı inceledi sonra "baba"diye seslendi, içim cız etti sarıldım kucakladım, salona getirdim tekrar "baba"diye seslenince resmen gözlerim doldu.
29 Kasım 2012 Perşembe

Yaptı:Bu ara tek uyku yapıyor

Sanırım artık tek uykuya geçiyor, genel olarak günde tek uyku yapmaya başladı. Dayısına geldiğimden bu yana geceleri 12 saat,gündüzleri ise 2 saat civarında tek uyku yapıyor. Not: Sonradan girilen güncel:iki uykuya devam
29 Kasım 2012 Perşembe

Yaptı:Artık kendi kendine uyuyor

Yaklaşık 1 aydır artık kendi kendine uyuyor, annesinin çabalarını boşa çıkarmadı ve en sonunda oğluma kendi kendine uyumayı öğrettim.Hem oğlum için hem de benim için büyük rahatlıkmış kendi kendine uyuması,artık eskisi gibi direnmiyor uykuya,inşallah hep böyle devam eder.
29 Kasım 2012 Perşembe

İlk kez:Yürüyor

Artık ciddi ciddi yürüyor, hatta o kadar gaza geldi ki  olduğu yerde manevra yapıp dönüyor bile.Babası bursaya bizi almaya geliyor,babasına hava olsun,ders olsun dercesine bugün çalışmalarını son hızla devam ettirdi ve olayı çözmüş bulunmakta.Gerçi babası gelince uyuyor olacak ama sabah ona da bir show yapar. Artık paytak paytak evde köşe bucak dolanıp durur. 
30 Kasım 2012 Cuma

İlk kez:Çok kötü düştü ve ağzı kanadı

Mutfakta çekmeceyi çekmek isterken çekmecenin kulpundan eli kurtuldu ve çok fena düştü.Ağzı kan içinde kaldı.Üst,ön dişlerinin üzerindeki,üst dudağını birleştiren diş eti kanadı.Arkamı dönünce oğlumu yerde ve ağzı kan içinde görünce bir taraftan onu susturmaya çalışırken diğer taraftan bende ağlıyordum.Hemen önce babasını, sonra doktorumuzu aradık.Doktorumuz hiçbirşey kullanmamamızı kendi kendine iyileşeceğini söyledi.Bu sayede ilk hasarlı düşmemizi de gerçekleştirmiş olduk.
03 Aralık 2012 Pazartesi

İlk kez:Evin odalarını yürüyerek keşfediyor

Artık evin tüm odalarını paytak paytak yürüyerek dolaşıyor ve yeniden keşfediyor.Yürürken ağzı beş karış açık,heyecandan deliriyor.Emeklemekten kurtuldu yavrum,yerlerde dolaşmaktan çok sıkılmıştı artık...
05 Aralık 2012 Çarşamba

İlk kez: Tutunmadan yerden kalkıyor

Yürüme olayını artık çözdükten sonra,yerden de kendi kendime kalkmayı öğrenmiş bulunmakta.Kim tutabilir artık oğlumu...
11 Aralık 2012 Salı

Yaptı: Balon oynadıkça coştu

Balonla oynamayı çok seviyor.Akşam annesi ve anneannesiyle balon oynadı, gülmekten koptuk.Biz balonu birbirimize attıkça oğlum yakalamaya çalıştı, çok hoşuna gitti bu oyun ama çok yoruldu çokkkk
11 Aralık 2012 Salı

İlk kez: Söylenen "telefonu getir"talimatını yerine getirdi 

Annesi koltukta duran telefonunu isteyince aldı annesine götürüp uzattı, sonra anneannesine vermesini isteyince de döndü ona götürdü.Oğluşum artık söylenenleri algılamaya başladı bile :)
11 Aralık 2012 Salı

Yaptı: "Hayır"kelimesinin anlamını öğrenmece

Annesi birşeyi yapmaması gerektiğinde oğluna kararlı bir şekilde hayır deyip, kaşlarını çatınca oğluda sırıtarak şebeklik yapıyor ve yapacağını yine yapmaya devam ediyor.Anneside onu ordan kaptığı gibi başka bir yere oturtuyor işte o zaman zorla kendini ağlatıyor. Ama annesi suratına bile bakmıyor, dönüp sırtını gidiyor.Guyaa hayırı öğretmeye çalışıyor.
12 Aralık 2012 Çarşamba

İlk kez: Öpmeyi öğrendi

Öpmeyi öğrendi ve anne - babasına bol bol öpücük verdi.Anne-babası bu durumdan çok mesutlar.
15 Aralık 2012 Cumartesi

İlk kez: Hamsi yedi

Hamsi yedi. Anneannesinin mis gibi mısır unuyla kızartmış olduğu hamsilerden yedi, hep buharda haşlama yemekten oldukça sıkılmış olmalı ki hapur hupur götürdü hamsileri :)
15 Aralık 2012 Cumartesi

İlk kez: Tüm gün anneannesiyle yalnız kaldı

Bugün bizim işimiz olduğu için oğlumu anneannesine emanet ettik. Anneannesi çok tırsak olduğu için oğlumda onu hiç üzmemiş, çünkü oğlum ağlasaydı anneannesinin eli ayağına dolaşırdı.Hatta çok güzel uyumuş, çok güzel oynamış ve çok güzel yemeğini yemiş.Bunların bütün nazı biz annelere :)
15 Aralık 2012 Cumartesi

İlk kez: İlk adım ayakkabısı oldu

ilk adım ayakkabısı oldu,evde alıştırma yapmak için deneyelim dedik.İlk bi kaç kez tökezledi ama sonrasında alıştı. Artık AVMlerde oğlumda istediği gibi dolaşacak, annemsinin peşinden paytak paytak yürüyecek, mağazaları altına üstüne getirecek
17 Aralık 2012 Pazartesi

12 Aylık Gelişim (Kaan artık 1 yaşında)

Playskool oğlumu günün miniği seçtiği için teşekkür ediyoruz

Yaptı: Çoraplarını ben giydiriyorum o çıkartıyor

Ayağında çoraptan nefret ediyor,annesi giydiriyor o çıkartıyor.Babasıda diyor ki anası kılıklı oğlum diyor.Annesi de yaz kış çorap giymeyi hiç sevmez.
18 Ekim 2012 Perşembe

İlk kez: Kapakları kapatıyor

Yeni favori oyunu eline kapaklı ne geçirirse açıp kapatmaya çalışmak.Açması daha kolay da kapatması sanki biraz daha zor. Az biraz daha uğraşsa çözecek herşeyi.
21 Ekim 2012 Pazar

İlk kez: İstediklerini parmağıyla gösteriyor

İstediği birşey görünce parmağıyla anne-babasına gösteriyor ve istediğini anlatmaya çalışıyor.
23 Ekim 2012 Salı

İlk kez: Adımlarını ilerletti,3-4 adım atıyor

Annesi çok yakınına oturarak kollarını açıp gel gel yapıyor, kaan efendi 3-4 adımla annesinin kucağına atıyor kendini,yürümeye çok az kaldı, antremanları devam ediyor
23 Ekim 2012 Salı

İlk kez: Emerek uyudu

Çok uykusu gelince yanına uzandım uyumadı, pusetinde salladım uyumadı en sonunda annesini emerek uyuyakaldı. Doğduğundan bu yana hiç emerek uyumamıştı.
23 Ekim 2012 Salı

Yaptı: Bayram sabahı 8:00de kalktı

Bayram sabahı,anne-babasına bayram hediyesi, akşam 21:00 de yatıp sabah 8:00 de uyanması oldu
25 Ekim 2012 Perşembe

İlk kez: Alt yanlardan 2 dişi çıktı,toplam 8 dişli oldu

Alttan iki dişi daha çıktı,altı dörtledi, üstü dörtledi etti sekiz diş. Çoğu gitti azı kaldı
08 Kasım 2012 Perşembe

Yaptı: Yürüme antremanlarına tam gaz devam ediyor

Yürüme antremanlarına devam ediyor, Eymen arkadaşı bize geldikten sonra onun yürüdüğünü görünce gaza geldi ve bu ara daha da hızlandırdı çalışmalarını. Şimdilik sıklıkla 4-5 adım atıyor.
08 Kasım 2012 Perşembe

İlk kez: Beş saat otobüs yolculuğu yaptı

Annesiyle birlikte bursaya otobüste uzun yolculuk yaptı.Akşam saat 20:00 de otobüse bindik uykusu geldiğinde uyuyana kadar çığlıklarıyla tüm otobüsü ayağa kaldırdı.Sonunda uyuyunca annesi de 5 saat robot gibi koltuğa çakılı kaldı.Otobüsten inerken uyandı ve dayısına gelince annesi tekrar uyutmak isteyince 2.5saat direndi en sonunda sızdım kaldı.
11 Kasım 2012 Pazar

İlk kez: İnek sütü içti,taze taze

İnek sütü içti hemde taze taze sağılmış inek sütünden.Annesi sabah kahvaltıdan sonra bi güzel pişirmiş,ilk seferde sulandırılmış olarak 80cc hüpletti, inşallah devamı gelir.
17 Kasım 2012 Cumartesi

Çocuklarımızın Hayatında TV Olmamalı

0-3 yaş arasındaki çocukların uzun süre televizyon karşısında kalmaları, birçok olumsuz sonucu beraberinde getirir. Dil gelişiminde bozukluk, hareketsizliğe bağlı kilo alma gibi negatif etkiler ya
ratan televizyon izlemenin yol açtığı diğer sorunları Fizyoterapist Ebru Albayrak Sidar sıraladı.

Anne Baba Tutumları ve Kişilik Üzerindeki Etkileri

OTORİTER TUTUM
Çocuğunu belli bir ideal peşinde ve belli kalıplar içinde yetiştirmeye çalışan anne babalardır. Çoğunlukla anlayışsız, hoşgörüsüz, katı ve baskıcı bir tutum içindedirler. Hata ve yanlış yapma hakları yoktur. Anne baba isteklerinden ödün vermez çünkü onlar hep haklıdır. Ailenin verdiği disiplin çocuğu hayatından bıktırır. Çocuklar kendilerini tam anlamıyla ifade edemedikleri için bunlardan başarı beklemek yanlış olur. Otoriter ailede yetişen çocuklar stresli ve tedirgindirler. Kendine olan güveni hemen hemen yok gibidir. Sessiz, çekingen, başkasının etkisinde kolayca kalabilen çocuklardır. Sürekli eleştirildiği için aşağılık duygusu olabilir. Kendi başlarına karar veremezler, birilerinin onu yönlendirmesini beklerler. Bunların tam tersi çocuk isyankar da olabilir.


11 Aylık Gelişim


Yaptı: Pusetinde uyumaya başladı

Artık yeni uyutulma şekli pusetinde ileri geri sallanarak.Ayakta sallanmaktan sıkılmış olmalı ki,istemiyor ayakta sallanmayı,ya da dişi çıktığı için bu huysuzluğunda değişiklik istemiş de olabilir.Bir de sallanmadan uyusa annesi ne kadar mutlu olacak.
18 Eylül 2012 Salı

İlk kez: Uyurken kaka yaptı

Bebekliğinden bu yana ilk kez uyurken kaka yaptı.Annesi oğluşunu kontrol etmeye gittiğinde kokudan duramadı ama uyandırmaya da kıyamadı.Kakalı kakalı uyudu.
19 Eylül 2012 Çarşamba

İlk kez: 

Ellerini kaldırarak "çaaak" yapıyor

Saklambaç oynuyor, saklanıyor sonrada "cee ee"yapıyor

"al" deyince alıyor,"ver"deyince veriyor

''Çak''deyince çak yapıyor,müzik duyunca alkış yapıyor,''al''deyince alıyor,''ver''deyince veriyor.Yakalamaca oyununu çok seviyor,''yakalayın,yakalayın''dediğimizde hızla emekleyerek kaçıyor ve sonra oturup arkasına dönüp bize bakıyor.''Saklambaç''oynuyor,gidip bir köşeye saklanıp bize cee ee yapıyor.
20 Eylül 2012 Perşembe

Yaptı: Gece boyu emmeden uyudu

Bu ara rekor üstüne rekor kırıyor.Cumartesi gecesi akşam saat 20:00de yediği yemekle,sabaha kadar emmeye bile kalkmadan uyudu.4 aylıktan bu yana dün gece uykuya geçerken kendi kendine uyudu.Yine bu gece de akşam pilav yiyince tok tutmuş olmalı ki sabah 7:00ye kadar emmedi,gece 2 kez kalktı ama gazı olduğu için kalktı.Annesi ve babası bu durumdan çok mesutlar.
25 Eylül 2012 Salı

Sözlük:

Kelime: anniii, 
Anlamı: anne
Not: Anne olduğunu umut ediyorum,ilerleyen günlerde anlayacağız bakalım
26 Eylül 2012 Çarşamba

İlk kez: Beşinci dişi çıktı

5.dişimiz üst ön dişin hemen yanından geliyor.
26 Eylül 2012 Çarşamba

İlk kez: 6saat uykusuzluk rekorunun ardından, 3.5saat uyku rekoru yaptı

6 saat rekor uykusuzluğumun ardından, yine rekor 3saat 35dk.uyudum.Annesini bugün canından bezdirdi ama hep dişler yüzünden.
26 Eylül 2012 Çarşamba

İlk kez: Legolarını takamıyor ama çıkartabiliyor

Legoları takamıyor ama annesi takıyor o çıkartıyor.Halkaları çubuğuna yine annesi takıyor o tek tek çıkartıyor.
26 Eylül 2012 Çarşamba

Yaptı: İkinci kez saç tıraşı oldu

İkinci kez saç tıraşını yine ilknur teyzesi yaptı.üçüncüye babası berbere götürecekmiş,erkek adam olmuş artık. Berberde durmaz diye, su dolu küvetin içine soktuk,önüne oyuncaklarını doldurup o oynarken ilknur teyzesi kesiverdi.Oyuncaklarla kandırdık şimdilik.
27 Eylül 2012 Perşembe

Yaptı: Telefon-konuşma bağlantısını çözdü

Telefonu eline geçirdiği gibi kulağına tutup guu,guuu sesler çıkartıyor, anne-babasını taklit ediyor.Hatta bu oyunu o kadar çok sevdi ki eline ne geçirse telefonla konuşuyormuş gibi kulağına tutuyor.Emziğini bile :)
27 Eylül 2012 Perşembe

İlk kez: Hasta oldu

Hasta oldu ve peditus ilaç içti.Hep babasının yüzünden ondan geçti.Burnunun biri şarıl şarıl akıyor diğeri tıkalı,uyuyamıyor bile nefes almakta zorlanıyor.
02 Ekim 2012 Salı

İlk kez: Dayısının düğününe bursaya gitti

Dayısının düğününe bursaya gitti ve anne-babasını hiç üzmedi.Annesi uyku konusunda çok tedirgindi öğleden sonra uykusuna biraz geç yattı.Akşam da 10:30 a kadar dayandı,uykusu gelince de babası otel de odaya çıkardı uyuttu ve yanında nöbet tuttu.
13 Ekim 2012 Cumartesi

İlk kez: Koltuğa inip çıkmayı öğrendi

Önce koltuktan inmeyi öğrendi sonra çıkmayı.Artık rahatlıkla koltuklara inip çıkıyor.Hatta inerken totosunu inme pozisyonuna çevirip hoppp aşağı doğru kayıyor.Annesinin çok hoşuna gidiyor bu hali.
13 Ekim 2012 Cumartesi

İlk kez: Doğum günü kutlaması az kalsın olamayacaktı

Bugün oğlumun doğum günü, artık 1 yaşında oldu,büyüdü ve küçük adam oldu.Anne-babası yoğunlukları dolayısıyla kutlama yapamayacaklar ama seneye inşallah acısını çıkartacaklar.
17 Ekim 2012 Cuma

İlk kez: Süpriz doğum günü kutlandı

Doğum günü için annesi hiçbir hazırlık yapamadığından babası süpriz yaptı.İşten biraz erken geldi,gelirken pasta ve "ilk arabam"hediyesini alıp gelmiş.Annesi de akşam saat 6 gibi hemencecik komşulara haber verdi.Ortalık taşınma telaşımızdan dolayı dandiniydi.Hemen anne-babası ve anneannesi 1 saat içinde her tarafı pırıl pırıl yaptılar ve komşu teyzeler gelince de pastayı üfledik.Annesi d.günü yapamıcaz diye çok üzülüyordu ama küçük de olsa bir kutlama yapıldı da annesinin içi rahatladı.
17 Ekim 2012 Cuma

İlk kez: Adım attı

Canım oğluşumun bize doğum günü hediyesi, ilk kez sabah saat 8 de uyanması ve doğum günü partisinde iki adım atması oldu
17 Ekim 2012 Cuma



Diş Çıkarırken Biz Neler Yaşadık?

Sevgili dostlar; 
Blogumun bu sayfasında size biz anneleri resmen canından bezdiren, bebeklerimize uykusuz ve huzursuz geceler geçirten ve onların adeta hırçın birer canavara dönüşmesini sağlayan diş hikâyelerimizden bahsetmek istiyorum...

İlk Dişler, ilk heyecan… 

Kaan’ımız ilk iki dişini 12 Mayıs 2012’ta yani 6 ay 23 günlükken çıkarmıştı. Açıkçası o günleri heyecandan ve diş buğdayı partisi hazırlıklarıyla meşgul olmaktan tam olarak hatırlayamıyorum. O döneme ait çok net hatırladığım iki şey varsa, onlarda Kaan efendinin her yarım saat başı uyandığı, beni emdiği ve yorgunluktan bitkin düşmüş annesinden ilgi istediği bitmek bilmeyen iki gecedir. Arka arkaya iki gece boyunca bana yapmadığı işkence kalmadığı gibi kendisi de uykusuzluktan ne yapacağını bilememişti. Uykusuz geçen gecelerin ertesinde bir ruh gibi gezerken bir yandan Kaan’la ilgilenmeye çalıştığımı ve her zamanki gibi tüm hırsımı telefonda eşimden çıkardım. Eşim sesini çıkarmasa da içinden bana ettiği küfürleri telefonda hissedebiliyordum. Bunun için onu suçlayamazdım da ...

Üç ve Dört Numara, (üst ön dişler) 

İlk dişlerimiz olan alt iki dişimiz çıktıktan sonra üst iki dişin birkaç hafta içinde gelmesini bekliyorduk ki, Kaan bu dişler için bizi tam dört ay bekletti. Zaten sabırsız biri olduğum için bu dört ay benim için bir türlü geçmek bilmedi. Bir an önce oğluma çiğneyebileceği yemekler yapıp yedirmek istiyordum ama hayatta her şey planlandığı gibi olmuyor. Galiba birinin bana bunu öğretmesi lazım.. 

Uzun zamandır seyahatlere gitmeyen babamızın Almanya seyahatinden bir gün önce gelmeye karar veren Kaan’ın dişleri, onun bu huysuz ve uykusuz döneminde tek başıma kalacağım için beni derin bir endişeye sevk etti. Kaan da dişlerin gelme belirtileri ilk önce uykuya direnme ve sürekli bir mızmızlanma ile kendini gösterdi. Eşim Almanya’ya gitmeden önceki son gece Kaan’ı uyutabilmek için o güne kadar denemediğimiz son çareye de başvurmak zorunda kaldık. Ki bu yöntem benim en çok nefret ettiğim yöntemdir, iki saatlik başarısız bir sürü farklı uyutma denemesinin ardından Kaan’ı çarşafta sallayarak on dakika içinde uyutuverdik. Ertesi gün oğlumun kabarmış dişetlerinin altından kendini gösteren dişlerini gördüğümüzde bir gece önce çektiğimiz sıkıntıları unutuverdik. Dişlerin beyaz ucu henüz çıkmamış da olsa artık üstte de iki dişimiz olacaktı. Babamız Almanya’ya gittiğinde hemen kulübeden yedek oyuncu olarak babaannemiz oyuna girdi ve bizi yalnız bırakmadı. İyi ki de gelmiş, o gelmeseymiş ne yapardım diye hala düşünüyorum. Çünkü iyice hareketlenen Kaan uyumak istemediğinde tek başına onunla baş etmek imkânsız bir hal alıyordu. 

Babamız gelene kadar ki sıkıntılı günleri babaannemizle birlikte paylaşarak geçirdik. Kaan’ı sırayla oynatıyor, uyutuyorduk. Bu arada huysuz oğlum kakasını normalde günde iki kez yaparken, gelen dişlerin verdiği rahatsızlıkla birlikte dört sefere çıkardı. Bense oğlumun iyi doyduğu için çok kaka yaptığını sanıyordum. Neyse ki bu dönemde ishal olmadık ve ateşimiz de çıkmadı. Bunlarla teselli olarak o haftayı öyle böyle atlattık. 

Hafta sonuna doğru dişlerimiz diş etinin içinden çıkmış ve uzama yolunda ilerliyorlardı. Gelen yeni iki dişiyle birlikte iki dişli canavarım, dört dişli canavar olmuştu. 

Beş ve Altı Numara(Üst yan dişler) 

3 ve 4. dişlerimiz çıkınca biraz ara veririz diye düşünmüştüm, ancak öyle olmadı. Üstten ön, üç ve dördüncü dişimizin hemen ardından yine üst yanlardan beş ve altıncı dişimiz geliyordu. Hem de çıkmasını 4 ay beklediğimiz dişlerden hemen iki gün sonra.. 

Diş çıkarma faslına ara verdiğimizi düşünerek fırsattan istifade Kaan’ın kendi kendine uyuma eğitimine devam etmeye başlamıştım. Sabahın saat 7.00’inde uyanan oğlum, sabah uykusuna genelde uyandıktan 2-2.5 saat sonra başlardı. Yani benim hesabıma göre 9:30 civarında uyuması gerekiyordu. İki gündür kendi kendimize uyumanın verdiği güvenle, 9:30 gibi Kaan’la birlikte uyumak için onun odasına girdik. Önce bir saat kadar uyumasını bekledim, nitekim bazen uyuması zaman alıyordu. Ancak odada geçen iki saatin ardından Kaan’ın uyumayacağını anlayıp sallayarak uyutmayı denedim. Ama ne mümkün, ayağıma koyar koymaz hemen kalkıp kaçmaya çalışınca bu sefer diğer bir çare pusetinde ileri geri sallamayı denedim. Keşke denemez olaydım, sanki etinden et koparılıyormuş gibi kıyametleri kopardı. Artık çıldırmak üzereydim, ne enerjim ne de Kaan’ı uyutmak için ümidim kalmıştı. Saate göz attım, öğlen 12 olmuştu. Hava almak için dışarı çıkarıp çıkarmamakta kararsız kaldım. 2,5 saati aşan uyutma çabalarımın sonucunda zaten hareket edecek halim de yoktu. Saat 13.00 olunca, birden sanki ilahi bir kuvvet geldi ve kendimi toparlayıp Kaan’ı giydirdim. Pusetine koydum, tam dışarı çıkmak üzereyken bir baktım gözlerimiz kaymış, bir mayhoşluk, uyku hali çökmüş Kaan’ın üzerine. Kapıyı dahi örtmeden ileri geri sallamaya başladım, bir dakika bile geçmeden uyuya kaldı. Resmen sevinçten ağlamak istiyordum, bir nefes almak için kendime bir kahve yaptım ve 3 saat 15dk sonra uyanan oğlumu ayakta alkışladım. 

Birde araya hastalık girince; 

Dişler çıkmıştı, ama o hafta çekeceğimiz sıkıntı daha bitmemişti. Hafta sonu olunca yeni evin hazırlıklarını rahatça yapabilmek için Kaan’ı babaanneyle dedemize bıraktık. Eşek sıpası bana çıkardığı zorlukların yarısını bile yaşatmamış onlara ama sıkıntı pazar günü hem babası hem de dedesi hasta olunca başladı. Kaan’ı hasta etmeden nasıl atlatırız diye düşünmeye kalmadan Kaan önce hapşırmaya başladı, sonra da burnu tıkandı. Uykusuz geçen pazar akşamından sonra pazartesi yine bütün gün evde tek başına Kaan’la uğraştım. Burnu tıkandığı için yavrum ne beni, ne de emzik emebildi. Bebeklerde her şey zincirleme bir reaksiyon; emzik ememediği için uykuya dalamadı ben yine sinir küpüne döndüm. Hatta o sinirle kayınvalidemi arayıp emziğin bir daha uyku dışında asla verilmeyeceğini, oğlumun emziğe daha da fazla bağımlı hale gelmesinin sıkıntısını benim çektiğimi söyledim. Çaresiz bir şekilde oğlumu tek başıma çarşafta sallamaya çalışmaktan avuç içlerim ve belim resmen koptu ve Kaan o gün çok az uyudu. Akşamüstü olunca doktorumuzu aradım, peditus grip ilacıyla burun spreyi vermemi söyledi. İlaçları verdik ama gece olunca yavrum bütün günkü uykusuzluğun üstüne birde ateşlendi. Kaan’ım ilk kez ateşlenmiş ve ilk kez ilaç kullanmış oldu. Bütün gece ailecek nöbetteydik, sabaha kadar ateşten yarım saatte bir uyandı, çıplak yatırarak ve sirkeli sularla kompres yaparak ateşini bir nebze olsun düşürebildik. Gece kâbus gibi geçmişti ve hiç uyuyamamıştık. Sabah babamız sağ olsun işe 2 saat geç gitti de ben 2 saat olsun uyuyabildim. Babaların fedakârlığı da böyle oluyordu işte, babamız işe uykusuz bir şekilde gitmek zorunda kalmıştı. 

Diş sıkıntısı devam ediyor, şu dişler çıksa da kurtulsak; 

04.10.2012: Günlerden beri canımı çıkartan Kaan efendiye artık yenik düşmüştüm. Tek başıma daha fazla mücadele edemeyeceğim için babaannemizden birkaç günlük destek istedik ve babaannemizi akşamdan getirdik. İyi ki de getirmişiz, gece 12de Kaan efendi uyandı, ne mutlu uyutabilene. Bir müddet babaanneyle ben çarşafta salladık ama nafile, ben günlerin getirdiği yorgunlukla iyiden iyiye gerilince Allahtan babası kalktı da ben de arkama bakmadan gidip yattım. Ben uyutmadım ama, yine de sabaha kadar yat kalk deliye döndüm. Sanki gece boyunca deliksiz uyumuş gibi sabah saat 6 olunca Kaan efendi yine cin gibi gözlerini açtı. Tuttuğum gibi hemen babaanneye uzattım Kaan’ı ve saat 9:00’a kadar uyudum. Uyandığımda Kaan ortalıkta dört dönüyordu. Sabah uykusuna yatma saati geldiğinde uyutmak istedik ama her zamanki gibi kıyametleri kopardı. Biraz daha oynasın diyerek yarım saat daha oyalandıktan sonra tekrar denedik. Yine aynı tepkiler, derken 10 dakikada bir deneye deneye 2 saat boyunca uyutmaya uğraştık. Ne pusetinde sallarken, ne çarşafta ne de kucakta sallama ile başarılı olamadık. Biz denemekten bitkin düşmüştük ama Kaan efendinin maşallah enerjisi yerindeydi. Puset, çarşaf, kucak üçgeninde rasgele denemelerimiz devam ediyor ama 2 kadın ufacık bir çocuğu uyutamıyorduk. Son bir kez daha pusetine koymaya çalıştım ama uyutulmak istediğini anlayan Kaan binmemek için direniyordu. Hadi parka gidiyoruz diye dış kapıyı açınca bir an kandırabildim, hatta puseti ileri geri sallarken bir ara iyice mayıştı. Tam uyuyacak derken, bir anda yine uykuya direnmeye devam edip pusetten zıplamak istedi. Tabi pusete kemerle bağlı olduğu için kalkamayınca çığlığı bastı. Susturmak için hemen yine çarşafa aldık ve bu denemede zafer bizim oldu. Sabahın saat 6’sında kalkan beyefendi, 12:30 da uyuyabildi. Tam 6.5 saat uyumadan dayanarak yeni rekorunu kırmış oldu. Bu kadar uykusuzluktan sonra en az 3 saat uyur diye beklerken 2 saat sonra uyandı. Nasıl olsa akşam üstü bir uyku daha yapar diye dert etmeyip yemek faslına geçtim. Her zaman severek yediği sebze çorbasından yaptım, kaşığı ağzına koyduğum gibi tükürmesi bir oldu. 4-5 kez denedim, istemedi. Belki parkta açık havada yer diyerek parka gittik, yine yemedi. Çorbasını her zaman ki gibi blenderdan geçirmeden yapmıştım, acaba pütürlü diye mi istemiyor diye blenderdan geçirdim, yine istemedi. Resmen sabrımın sınırlarını zorluyordu. Çorbasını yemedi, bari meyvesini yesin diyerek hemen hazırladım. Bir iki kaşık derken, baktım meyvesini, üstüne çorbasını ve arada bir kase de yoğurdu bitirmiş. Çocuğu yemeğini yiyen her anne gibi mutluluktan havalara uçtum. Akşamüstü uyku saatine kadar her şey yolundaydı. Ben hafiften gerilsem de, saat 5’teki ilk deneme de çok ısrar etmedim. Saat 6’da banyosunu yaptırıp tekrar denedik yine uyumadı. Denemeye devam etsek te sonuç değişmedi. Saat 7-8 derken en son akşam yemeğini yedirdim ve akşam 8:30 olduğunda kafasını kaldıramayacak hale geldiği halde direnmeye devam ediyordu. Son çözümümüz yine çarşafı aldık elimize, babaanneyle birlikte salla babam salla.. Bitmek bilmeyen günün sonunda beyefendi sonunda uyumuştu. Çarşafta sallanmayı ve tek uyku yapmayı alışkanlık haline getirmez diye ümit ederek birkaç kaşık yemek yiyip daha koca eve gelmeden kendimi yatağa bıraktığımı hayal meyal hatırlıyorum. 

Ertesi gün uyandığımızda hastalığımız geçmişti. Yalnız üst dişlerin yanından 2 diş daha görünmeye başladığından ağzı şarıl şarıl akıyordu ama çok şükür keyfi yerindeydi. Uykuya yine direnmişti ama en azından günde tek uyku yapmıyordu. Bir annenin mutluluğu çocuğunun mutluluğu olduğu için bende bugün mutluyum, hatta ağzım kulaklarımda. Şu üst yan dişler çıksa da oğlum hepten rahatlasa. 

Bitmek bilmeyen diş çıkarma maratonumuz, ardından hastalık ve ardından yine dişler derken neredeyse 1 aydır huysuz ve uykusuz Kaan’ı uyutma çabası içerisinde zor günlerin bitmesini dört gözle bekliyorum.

Diş Çıkarken Neler Yapmalı?


Onlarca denenmiş tedavi yöntemi vardır. Bazıları işe yarar , bazıları yaramaz. Aşağıdakilerden bazılarını siz de deneyebilirsiniz :

Çiğneyecek bir şeyler vermek : 

Burada besin değerinden çok dişetlerindeki basıncı rahatlatmak amaçlanmaktadır. Bu nedenle de çiğnenen şey soğuk olursa yararı artar. Dondurulmuş çörek, soğuk bir muz, veya havuç, bir tülbente sarılmış buz parçası, lastik bir diş halkası. Bebeğinize çiğnemesi için ne verirseniz verin mutlaka yanında bulunun ve oturur pozisyonda olmasını sağlayın.

Dişlerini kaşıyabileceği şeyler :

Bazı bebekler başlangıçtaki acı nedeniyle itiraz edebilir. Fakat bir süre sonra acı yerini rahatlamaya bırakır.

Soğuk içecekler :

Bebeğinize bir biberon soğuk su verin. Biberonu reddederse bardakla vermeye çalışın. Bu sayede bebeğinizin su ihtiyacını da karşılamış olur ve ishal veya artmış salyayla kaybettiği sıvıyı yerine koyarsınız.

Soğuk yiyecekler :

Buzdolabında soğutulmuş şeftali püresi, elma püresi, yoğurt, bebeğinize oda ısısındaki yiyeceklerden daha çekici gelebilir.

Ağrıyı azaltacak bir şeyler :

Başka hiç bir şey işe yaramazsa parasetamol işinizi kolaylaştıracaktır. Doz ayarlaması için doktorunuza danışın. Doktorunuz önermediği sürece bebeğinizin dişetlerine başka bir şey sürmeyin. Bunun içine alkollü içecekler de dahildir.

Diş Çıkarma Belirtileri


Salya Akıtmak :

Birçok bebek iki buçuk-üç aylıktan başlayarak salya akıtır.Diş çıkarma bunu bazı bebeklerde diğerlerine göre daha çok arttırmaktadır.

Çene ya da Yüzde Kızarıklık :

Bol salya akıtan bir bebekte ,çenede ve ağız çevresinde sürekli salya temasının yarattığı tahrişe bağlı olarak deride kızarıklık ya da çatlakların oluşması şaşırtıcı değildir. Bunu önlemek için gün boyunca periyodik olarak salyayı nazikçe silin ,bebeğiniz uyurken akan salyayı emmesi için de yatak çarşafının altına bir havlu koyun. Deride kuruma belirdiğinde yumuşak bir deri kremi ile o bölgeyi sürekli nemli tutun.

Hafif öksürük :

Aşırı salya bebeğin zaman zaman tıkanmasına ve öksürmesine yol açabilir. Bebeğiniz soğuk algınlığı ,nezle ya da allerji belirtileri göstermiyorsa bunda endişelenecek bir durum yoktur. Bebeklerin dikkat çekmek ya da ses repertuarlarını zenginleştirmek için öksürüğü sürdürmeleri sık görülen bir durumdur.

Isırma :

Bu durumda bir ısırık düşmanlık belirtisi değildir. Diş çıkaran bir bebek eline geçen her şeyi (bu kendi eli ,annesinin memesi ,yabancı birinin parmağı olabilir)ağzına sokarak dişetlerini rahatlatmaya çalışır.

Ağrı :

Çıkmakta olan bir dişin baskısı altında dişetinde enflamasyon gelişir. Bu durum bazı bebeklerde dayanılmaz ağrılara yol açarken bazılarında hiç sorun oluşturmayabilir. İlk diş ve azı dişleri çıkarken en fazla sıkıntı yaratan dişlerdir.

Huzursuzluk :

Enflamasyon arttıkça ve keskin diş yüzeye yaklaştıkça bebeğin dişetindeki ağrı sürekli bir hal alabilir. Kronik ağrısı olan herkes gibi sıkıntılı olabilir ve kendi normal halinden uzaklaşabilir. Bu huzursuzluk bazan haftalar boyunca sürebilir.

Beslenmeyi Reddetme :

Diş çıkarmakta olan bir bebek beslenmeyi reddedebilir. Katı yiyeceklere başlamış olan bir bebek bir süreliğine bu yiyeceklere karşı olan ilgisini yitirebilir. Ancak bu sizi endişelendirmemelidir. Çünkü bebeğiniz sıvı gıdalardan da gerekli besinleri alır ve dişi çıktıktan sonra iştahı yerine gelecektir.

İshal :

Bunun diş çıkarma ile olan ilgisi çok şüphelidir. Bazı anneler her diş çıkardığında bebeklerinin ishal olduğunu söylerler. Bazı doktorlar büyük olasılıkla artmış tükrük salgısı nedeniyle diş çıkarmayla barsak hareketleri arasında bir bağıntı olduğunu düşünürler. Bazı doktorlar ise böyle bir bağıntının olduğunu kabul etmek istemezler ; belki de annelerin her ishali diş çıkarmaya bağlayarak önemli gastointestinal bozuklukların göz ardı edilebileceğinden çekindikleri için böyle davranırlar. Diş çıkardığı dönemde bebeğinizin dışkısının sulu olabileceğini bilin , ama iki dışkılamadan daha uzun süren ishali mutlaka doktorunuza bildirin.

Ateş :

Ateş de tıpkı ishal gibi doktorların diş çıkarmayla bağıntılı olduğu konusunda tereddütle yaklaştıkları bir belirtidir. Dişetlerindeki şişme nedeniyle 38 C°'nin altındaki bir ateş diş çıkarmaya eşlik edebilir. Yine de bebeğinizin ateşi varsa diğer zamanlarda ne yapıyorsanız öyle davranın ve iki günde azalmazsa doktorunuza haber verin.

Uykusuzluk :

Gece boyunca deliksiz uyuyan bebekler bile diş çıkarırken gece uyanmaya başlayabilir. Bu durumda hemen onu beslemeye çalışmayın. Bunun yerine kendi kendine tekrar uyumasını sağlayın.Gece uyanma da diğer problemlerde olduğu gibi ilk diş ve azı dişleri çıkarken daha fazla görülür.

Dişeti Hematomu :

Bazan çıkan bir diş dişetinde kanamaya neden olabilir , bu da mavimtrak bir leke olarak görülür. Bu hematomlar için endişelenmeye gerek yoktur ve tıbbi girişim gerektirmeden kendiliklerinden düzelirler. Soğuk kompres acıyı azaltıp iyileşmeyi hızlandırabilir.

Kulak Çekiştirme - Yanak Kaşıma :

Dişetlerindeki ağrı sinir yolları boyunca kulak ve yanağa yansıyabilir. Bebeklerin kulak enfeksiyonu olduğunda da kulaklarını çekiştirdiklerini unutmamak gerekir. Bebeğiniz diş çıkarsa bile kulak enfeksiyonundan kuşkulanıyorsanız doktorunuza danışın.

Diş Çıkarmada Rahatlatıcı Yöntemler



  • Bebeğinizin eline yeşil soğanın beyaz kısmını keserek verirseniz bebeğiniz bunu çiğner ve soğan bebeğin diş etlerinin uyuşturarak ağrının dinmesine neden olur.
  • Bir papatya çayı demleyin, demlediğiniz papatya çayına temiz ve pamuklu bir bezi daldırın. Ardından bu bezi soğutun ve bebeğinize verin.3 Parmağınıza sürdüğünüz zeytinyağı ile bebeğinizin dişlerine masaj yapın.
  • Karanfil tozunu oda sıcaklığındaki tereyağ ile karıştırın. Bir süre buzdolabında bekletip parmağınızla bebeğin diş etlerine sürün. Karanfilin uyuşturucu etkisi diş jeli görevi görür.
  • Bir damla karanfil yağına 1-2 yemek kaşığı bademyağı karıştırarak bir masaj yağı elde edebilirsiniz. Ve bunu da bebeğin dişetlerine sürebilirsiniz.
  • Yurtdışında yaşıyorsanız veya getirtebiliyorsanız homeopathic bazı ilaçlara ulaşabilirsiniz. Bunlar hiçbir yan etkisi olmayan doğal tedavi için hazırlanmış ilaçlardır.
  • Meyve pürelerini ya da sebze pürelerini iyice dondurup küçük parçalar halinde bebeğinizin ağzına verin. Soğuk onu rahatlatır.

Yorgun Annelere Öneriler

Sakinleş
Yavaştan al.Bebeğin yeni dünyaya panik ve arızalı bir annenin kollarında alışmak durumunda kalmasın.

Evle İlgili SORUMLULUKLARINI AZALT
Lütfen bir süre sadece anne ol.Bırak çamaşırlar o gün ütülenmesin veya dolabın üstü tozlu kalsın.

Uyu...uyu...uyu...
Bulabildiğin ilk fırsatta,kısacık da olsa UYU.Bebeğin gözünü yumduğu anda sen de kapat gözlerini.'Benim hiç hayatım kalmadı' diye ağlayacağına UYU.Bak nasıl enerji ve sütle doluyorsun? Gerginliğin de nispeten azalıyor. 

10 Aylık Gelişim

Yaptı: Annesiyle "hoooppp ve çığlık atmaca"oynuyor

''Hoooppp''oyunu oynuyor. Ben hooppp dediğimde oturur pozisyondayken kendini geriye doğru benim ellerime bırakıyor, anneside boynundan öpücük alıyor,sonra tekrar kalkıp kahkahalara boğuluyoruz birlikte.Birde ''çığlık atma''oyunumuz var ki evlere şenlik.Ben çığlık atıyorum,oğlum çığlık atıyor,çığlık çığlığa kalıp annesiyle birlikte kahkahalara boğuluyor.Yakında komşu teyzeler kapıya gelir, annesi için sen bu çocuğa bağırıyorsun diye,oysa bilmiyorlar ki biz oyun oynuyoruz.
23 Ağustos 2012 Perşembe

İlk kez: Birşeyler anlatmaya çalışıyor''

bjcndsnkçcjkncm nbnckewnjknk hvxcd''bişiler anlatıyor ama biz henüz anlamıyoruz.Çok geveze olacak annesi gibi. Babası annesinin bu tatlı dili güler yüzü olmasaydı evlenir miydin?hıhhh :P Sanırım yürümeden önce konuşmaya başlayacak.
23 Ağustos 2012 Perşembe

İlk kez: Alkış ve bay bay yapıyor

Artık ''alkış'' ve ''bay bay''yapmayı öğrendi.Artık sabahları babasını işe uğurlarken bay bay yaparak uğurluyor.Annesinin de çok hoşuna gitmiş olmalı ki sabahtan akşama kadar alkış yaptırıyor.
24 Ağustos 2012 Cuma

İlk kez: Tutunarak kalkıyor ve çekmeceleri, dolapları karıştırıyor

Her yerden tutunarak çok kolaylıkla ayağa kalkabiliyor, daha tehlikeli olmaya başladı.Nerde çekmece ve dolap var kaan efendi orda.Hatta bu sabah mutfağı toplarken,gizlice yatak odasına kaçıvermiş ve gardolabın çekmecesini olduğu gibi dışarı boşaltmış.Bi gittim,şaşkınlıklar içindeyim ama küçük sıpam hiç birşey olmamış gibi annesine bile hiç pas vermeden boşaltmaya devam etti.Ordan yeni hedefi portmantoydu,doğruca oraya yol alıp,ayakkabı dolabını açıp kapatmaya başladı.Ama eli sıkışacak diye tırsmıyor da değil hani ama yaramazlık oğlumun göbek adı, vazgeçmek olmaz.
24 Ağustos 2012 Cuma

İlk kez: Bardaktan su içti

Bardaktan su içti.
27 Ağustos 2012 Pazartesi

Yaptı: Evi keşfetmeye başladı

Mutfak dolaplarını,çekmeceleri,dip köşeleri karıştırmaya başladı bile :)Annesinin işi var küçük sıpayla,annesi sen istemesende o çok seviyor karıştırmayı,evi keşfetmesi lazım.
04 Eylül 2012 Salı

İlk kez: 

Elleri ve bacakları üzerinde maymun misali yürüyor

Her yerden tutunarak kalkıyor

Oturmak için totosunun üzerine düşerkende bir kaç saniye tay tay durup öyle düşüyor.

Ben artık emekleme ve sıralama olayını aştı çoktan, artık emeklerken elleri ve bacakları üzerinde maymun gibi yürüyor, sanırım ayağa kalkma çalışmaları içerisinde.Bu arada her yerden tutunarak rahatlıkla kalkıyor,duvar,koltuk,vitrin camı hiç farketmiyor.Oturmak için totosunun üzerine düşerkende bir kaç saniye tay tay durup öyle düşüyor.
04 Eylül 2012 Salı

Büyüdü: 

Boy: 72cm Ağırlık: 9,50kg Baş çevresi: 45cm 
04 Eylül 2012 Salı

Yaptı: Müzik duyunca alkış yapıyor

Müzik duyunca alkış yapıyor ve çok mutlu oluyor.
05 Eylül 2012 Çarşamba

İlk kez: Seyahat nedeniyle babasından üç gün ayrı kaldı

Babasından ayrı 3 gün geçirdi.Babası iş nedeniyle önce Paris'e ordan da Almanya'ya gitmek zorunda kaldı.Babasını temsilen babaannesi geldi, bizi yalnız bırakmamak için.
10 Eylül 2012 Pazartesi

İlk kez: Üstten ön iki dişi çıktı

Nihayet ilk 2 dişinden 4 ay sonra üstten 2 dişide çıktı.Toplam 4 dişi oldu.Aylardır ne zaman çıkacak diye merakla bekliyorduk.3 gündür huysuzdu,annesini canından bezdirdi,uyumak istemiyor,durup dururken ağlıyor.Allahtan ateşi ve gece saat başı uyanmalarım olmadı
11 Eylül 2012 Salı

Yaptı: Annesine şımarıklık yapıyor

Annesi salonun ortasına uzanınca, onun üstüne kapaklanmaya,sırnaşmaya,şımarıklık yapmaya,ce ee oynamaya bayılıyor.Annesinin heryerini öpüyor,yanağını,kolunu,bacağını nereyi çıplak bulursa öpüyor(öpme derken emme).Oynarken annesi aniden sesler çıkarınca kahkahayı basıp, annesini taklit ediyor.
14 Eylül 2012 Cuma

İnatçı Çocuklarla Nasıl Başa Çıkılır?

Kaan'mın inatlaştığı anlardan bir kare

Aslında hepimizin inatçı olduğu bir çocukluk dönemi yok mudur?
Ebeveynlerine bağımsız bir birey olduklarını kanıtlamaya çalışan çocuklar, bunu başaramadıklarını düşündüklerinde anne-babalarıyla inatlaşmaya başlıyor. Bu nedenle uzmanlara göre, çocuklarla gereksiz yere çatışmaya giren anne-babalar, iletişimsizliğin temelini atıyor.

Bebeklere Ev Yoğurdu

EV YOĞURDU NASIL MAYALANIR?

Birçok annenin yoğurt yapımında sıkıntı çektiğini,tutturamadıklarını biliyorum.Ben de ilk başlarda defalarca yoğurt yapımı denemelerinde bulunmuş ve tutturamamış bir anne olarak sizlerle paylaşmak istedim.Neyse ki şimdi hiç fire vermiyorum,taş gibi yoğurt yapmayı öğrendim nihayetinde ama öğrenene kadar kimbilir kaç kavanoz yoğurt ziyan etmişimdir :) Oğlum ek gıdaya geçtiğinden bu yana ailecek biz hiç market yoğurdu yemiyoruz,hem kendimize hem oğluma aşağıda tarifteki şekilde mayalıyorum.Darısı başınıza artık :)

Yoğurt Mayalamanın Püf Noktaları


  • Yoğurt yapılışında en önemli püf noktası sütün sıcaklığı. Süte parmağınızı sokup sekize kadar sayın, eliniz sütün sıcaklığına dayanacak ısıda olmalı.
  • Mayanızı kullanmadan önce ayrı bir kap da ılımış sütle seyreltin yani mayanın üzerine çok az ılık süt ilave edip karıştırın ve kavanozdaki sütün içine öyle katın.
  • Mayalık yoğurdu süte mümkünse tahta kaşıkla çalın.Sütün çok ılık olması yoğurdun mayalanmasını engelliyor.
  • Sütü mayalanmaya bıraktıktan sonra hareket ettirmemek gerekiyor.
  • Üstünü de çok sıkı örtmelisiniz.Süt çabuk soğursa mayalanma olmaz.(ben polar örtü örtüyorum,sıcaklığı güzel muhafaza ediyor)
  • Kışın radyatörlerin üzerine koyabilirsiniz.Böylece sütün sıcaklığı korunmuş olur. 
  • 5-6 saat sonra açıp, yoğurdu fazla sarsmadan buzdolabına koyun ve bir süre buzdolabında tutun.
  • Hala tutmamışsa hiç denemediğim ama çok duyduğum bir yöntemi yazmak istiyorum.Yoğurt kavanozunu hiç bozmadan aynen olduğu gibi sıcak su dolu kabın içine oturtup bir kaç saat bekletebilirsiniz.
  • Her yoğurt mayaladığınızda yoğurdun bitimine yakın bir miktar mayalık ayırmayı unutmayınız.

Önemli bir püf noktası daha paylaşmak istiyorum.Şayet yoğurdunuz sulanıyorsa,kavanozlara mayalayıp ağzını fotoğrafta gördüğünüz şekilde kapatabilirsiniz.Yoğurt mayalanırken ağzı kapakla kapalı olduğundan terleme yapıyor ve sulanabiliyor.Kavonozların üzerine havlu kağıdı katlayıp koyun ve havlu kağıdın üzerinide güzelce streç filmle kaplayın.Yoğurdunuzun kalıp gibi olduğunu göreceksiniz.


Tarif:

100cc süt
1 çay kaşığı yoğurt mayası

Hazırlanışı : Süt kaynatılır,36-37 dereceye kadar (vücut ısısı) soğuması beklenir.1 çay kaşığı maya 1-2 kaşık sütle sulandırılarak kavanozdaki süte eklenir.Yavaşça karıştırılır.Hareket ettirmeden sıcaklığını koruyacak şekilde kalın bir örtüye sarılır ve 4-5 saat beklenir.Daha sonra 2-3 saat buzdolabında dinlendirilir.

Not: Şayet daha fazla yapacaksanız, ben bir litrelik kavonoza üç tatlı kaşığı maya koyuyorum.

     

Anne ve Babalara İletişimin Anahtarları

İletişimin Anahtarları


  • Çocuğunuzla birşey konuşurken onun seviyesine inin göz göze gelmeye çalışın. İşbirliği yapmaya daha istekli olacağını göreceksiniz.
  • Söyleyeceklerini bilseniz bile onu iyi dinleyin. Çocuğunuzun anlattığını sıkıntıdan patlasanız bile can kulağıyla dinleyin

Doğum Hikayem

Mucizemiz

Çocuk sahibi olma kararını verdiğimiz dönemde evleneli yaklaşık 3 yıl olmuş ve artık evliliğimiz yavaş yavaş oturmaya başlamıştı. Aslında eşime kalsa bu hayati kararı çok daha önce alabilirdik. Çocuklara olan düşkünlüğü zaten herkes tarafından biliniyordu ve ne yalan söyleyeyim bende eşimin çocuklarla kurduğu sıcak iletişime içten içe imrenirdim. Artık hayatımızı kalıcı bir şekilde değiştirme zamanının geldiğine bende inandıktan sonra çocuk sahibi olmamız için bir engel kalmamıştı. 

Anne - Baba Olunca Neler Değişir?


Anne - Baba Olunca Hayatımızda Değişenler


Şu anda anne veya baba olup olmadığınız önemli değil. İşte size anne –baba olduğunuzda değişecek şeylerin listesi!

Kaan'nımızla İlk Bayram

Benim için oğlumla yaşadığım ilklerin büyük önemi var. Bu bağlamda ramazan bayramı bizim oğlumla geçirdiğimiz ilk bayram oldu. Kaan geçen seneki bayramda daha karnımdaydı ve heyecanla aramıza katılmasını bekliyorduk. Bize zamanın ne kadar hızla aktığını ispat etmek isteyen minik oğlum aradan geçen bir senede doğdu büyüdü de küçük bir adam oldu.  

Her ne kadar bizim için bu bayram biraz buruk olsa da babamız sayesinde yine keyifli bir bayram geçirdik. Buruk diyorum çünkü anneannemiz bizden uzakta yani Ordu’da yaşıyor. Oğlum daha küçük olduğu için biz cesaret edip de uzun yola gidemedik, anneannemiz de fındık sezonu başladığı için gelemedi. Babaannemiz ve dedemiz ise bayram tatili için Yunanistan'ın yolunu tuttular. Kalakaldık mı oğlumuzla bir başımıza.. Aslında pek çoğumuz için bayramın önemi anlamı neyse, benim için de pek farklı değil. Benim için bayram büyüklerimizi ziyaret ederek onlarla bir arada keyifle vakit geçirmek demek. En başta oğluma, sonra kendimize ciciler almak, süslenip püslenip akraba ziyaretlerine gitmek, el öperek ikram edilen tatlıları mideye indirmek demek. Bence bayram demek, kapımıza gelen çocuklara şeker dağıtmak, gelecek misafirler için dip köşe temizlik yapıp mis gibi bir evle ve tabiki tatlılar, pastalar, böreklerle misafirlerini karşılamak demektir. Maalesef biz bu bayram bunların hiçbirini yaşayamadık. Çekirdek aile, yani oğlum, eşim ve ben gezmelere giderek buruk olacağını düşündüğümüz bayramı günlük kaçamaklarla bizim için unutulmaz bir anıya çevirmeyi başardık. Sağolsun babamızın bizim için hazırladığı 3 günlük sıkı program sayesinde bol bol gezdik, yiyip içip birlikte geçirdiğimiz zamanın keyfini çıkardık. Buyrun programımıza birlikte göz atalım; 

Nurturia


Nurturia Maceram


     Nurturia; yani biz ona aramızda kısaca “Nurti” diyoruz. Benim “Nurti” ile tanışmam benden 4 ay önce anne olan çok sevgili arkadaşım “Bernaunsal” sayesinde oldu. Aramızda konuşurken bana bu siteden bahsetti ve mutlaka üye olmam için beni ikna etti. İyi ki de tavsiye etmiş çünkü “Nurti” oğluma layıkıyla annelik yapabilmemi sağlayan en değerli başvuru kaynağım oluverdi. “Nurti” ile tanıştığımda oğlum 3 aylıktı. Öyle güzel bir zamanlama oldu ki tam da oğlumu yetiştirmekle ilgili kafama bir sürü sorular takılmaya başladığı bir dönemdi. Malum, her şeyi doktora soramıyorsun, ve her istediğin zaman da ulaşamıyorsun. Ama burası öyle mi, 24 saat açık acil servis gibi :)) Her anne imdada yetişmek için hazırda bekliyor. O yüzden diyorum ya “Nurti” anneleri bana ilaç gibi geldi.


     Aslına bakarsanız ilk başlarda sitenin nasıl işlediğinin mantığını çözebilmek için daha fazla gözlemci olarak katıldım aranıza, sonra sorularım art arda gelmeye başladı. Ortama ısınana kadar sorduğum sorulara tek tük cevaplar alsam da yılmadım ve mümkün olduğunca güncel olmaya çalıştım. Paylaşımlarım artıp güncel oldukça sorularıma daha fazla yanıtlar gelmeye başladı, hatta cevaplar yağmaya başladı diyebilirim. Buradaki paylaşımlar sayesinde ben giderek daha da bilinçli bir anne olmaya başladım. Oğlumu iyi yetiştirdiğime inandıkça ve onun gelişimini gözlemledikçe tabi ki daha mutlu bir anne olmayı başardım.

     Ortak paydalarımız bebeklerimiz ve yaptığımız paylaşımlar sayesinde “Nurti” anneleri ile hızla güzel dostluklar kurmaya başladım. Hatta bilgisayarımın başına geçtiğimde açtığım ilk sayfa “Nurti” oluyor. Önce oradaki güzel annelerime günaydın diyerek günüme başlıyorum ve gün içerisinde oğlumdan fırsat buldukça yine kaçıp kaçıp buraya geliyorum. Uzun lafın kısası dostlarım, hiç şüphe yok ki “Nurti” artık benim vazgeçilmezim haline gelmiş bulunmaktadır.

     Sizlerle rahatlıkla her konuda dertleşebiliyorum, oğlumla ilgili her soruma tecrübeli annelerden en doğru cevapları alıyorum. Hepimiz çocuklarımızla ilgili aynı sorunları, aynı heyecanları, aynı güzellikleri yaşıyoruz ve ben bunları paylaşıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Örneğin minik Kaan’ımın uyku sorununu olduğunu düşündüğüm dönemde, güncelimin altına benimle aynı sorunu yaşayan annelerin yorumlarını okudukça yalnız olmadığımı görüyor ve kendimi daha iyi hissediyordum. Eminim sizlerde benzer duyguları yaşamış ve iyi ki “Nurti” var ve ben de bir parçasıyım diye içinizden geçirmişsinizdir.

9 Aylık Gelişim

Oğlumun deli yatışları

Yaptı: Oyuncaklarını mama sandalyesinden aşağı attı

Mama sandalyesinde otururken oyuncaklarını aşağı atıp,birde peşinden bakmaya bayılıyor.O atıyor annesi topluyor
24 Temmuz 2012 Salı 

İlk kez: Tv.ünitesine tırmandı,

Sürünmeyi ilerleterek kendi odasından yatak odasına kadar sürünüyor,

Yattığı yerden kendi kalkarak oturuyor ve koltuğa tırmanarak duruyor


Artık koltuklara,Tv ünitesine tırmanmaya başladı bile,sürünmeyi çok çok ilerletti,yattığı yerden kendi kalkarak oturuyor,koltuğa tutunarak epeyce duruyor.Annesi oda oda gezdirirken,paytak paytak yürüyor.Annesinin çok hoşuna gidiyor bu yürüyüşü,bi bıraksam daha neler yapacak.Gözü tv ünitesindeki elektronik eşyalara bi saldırsa ne kadar mutlu olacak.Sabahleyin uyandığında kendi odasından annesinin yatak odasına kadar sürünüp kafasını kapıdan uzatıyor,annesi öyle görünce kahkahalara boğuluyor.
24 Temmuz 2012 Salı

Yaptı: Yüzüstü yattı

Annesi salonda uyutunca,klimanın serinliğinde azıcık keyif yaparak yüzüstü dönüp yattı.Doğduğundan beri yüzüstü yatmayı hiç sevmediği için anne-baba hayretler içerisinde izlediler.Hatta o kadar şaşırdık ki hemen kalkıp fotoğrafını çektik.Babası kılıklı oğlum yatış şeklin bile baban gibi.
25 Temmuz 2012 Çarşamba 

İlk kez: Emekliyor,

Koltuklara tırmanıp totosunun üzerine geri oturuyor,

Çığlık oyunu oynuyor,

"Mamamaa"diyor

Artık E-MEK-Lİ-YOR.Savunun oğlum geliyor.Sürüne sürüne bi hal olmuştu,nihayet kurtuldum artık hedefe emekleyerek ulaşıyor.Durun daha ne hünerleri var bi sayayım:Tv.ünütesine,koltuklara tırmanıyoru sonra da hoppp totosunun üstüne geri oturuyor.Annesiyle çığlık oyunu oynuyor,ben çığlık atıyorum ,ardından o da atıyor,coştukça basıyor çığlığı.Karnı acıkınca mama sandalyesine oturur oturmaz ''mamamamaa''diye başlıyor söylenmeye.
03 Ağustos 2012 Cuma

İlk kez: İlk kazasını yaptı, vileda kovasını devirdi

Koridorda ki içi deterjanlı su dolu vileda kovasını hooopppp hem kendi üzerine ve hem de halının üzerine devirdi.Oğlum ve halı komple su içinde kaldı.Ama suyu döktükten sonra suya cıp cıp vurmak çok hoşuna gitti.Annesi bir geldi şaşkın şaşkın bakıyor,ne bakıyorsun annesi daha senin başına ne çoraplar örecek.Sanırım bu iyi günlerim.Hemen banyoya soktum,ardından da halı yıkamacıları arayıp,halıları yıkamaya gönderdim.
06 Ağustos 2012 Pazartesi



9 Aylık Oğlum Başka Neler mi yapıyor?

Komando Gibi Sürünmeye Başladı

Kaan’ımız bugün tam 9 aylık oldu. Peki bana sorsanız Kaan’la birlikte 9 ay nasıl geçti, cevabım çok net; ışık hızında !! Biz daha şimdiden Kaan’ın hızına yetişemiyoruz, her ay, her hafta, her gün değişik hünerler sergiliyor, bizde babaannesi, dedesi, babası ve bendeniz annesi yani maaile oğluşumun gelişimini hayranlıkla izliyoruz. Keşke anneannemiz de yanımızda olsa da o da bunlara tanık olabilse. Daha geçen hafta ne zaman emekleyecek, emeklese de görsek derken dünden bu güne sürünmeye başladı. İşe yattığı yerde dönme turlarını geliştirerek başlamıştı, kendine güveni geldikçe bu kez gözüne kestirdiği bir yerlerden tutunarak dizlerinin üzerine kalkma denemeleri yapmaya başladı. Sonra bir baktık yattığı yerden kendi kendine oturmayı öğrenmiş. Dün ilk kez ufaktan ufaktan sürüneyim derken bir baktık emekleme pozisyonuna geçmiş. Dedim ya Kaan Efendi hızlı, tabi tüm bunlar ona yetmedi, üstüne bir de köprü pozisyonunda ileri geri yaylanmaya başladı. Kollarının altından tuttuğumuzda çok rahat ayakta durabiliyor, hatta biz onu yürüttükçe kelebeğin kanat çırpması gibi savruk savruk adımlar atıyor. Bu arada küçük sıpamız zıplamaya bayılıyor, hatta ayakta durma antrenmanlarımız sırasında zıpp zıppp zıplattığımızda heyecandan deliye dönüp etrafına gülücükler saçıyor. Anlayacağınız her gün yeni bir sürprizle karşılaşıyoruz. Bu gidişle bir haftaya kalmaz haspamı emeklerken görürüz. Ve ben hiçbir ilkini kaçırmadığımı görünce çalışmadığım için binlerce kez şükür ediyorum. Oğlumun her anını, her ilkini onunla birlikte yaşıyor, heyecanını onunla birlikte paylaşıyorum.

Öncelikle güleç yüzlü oğlum hala aynen güleçliğine devam,herkese mavi boncuk dağıtmaya devam ama ilk gördüğü kişiyi önce bi güzelce incelemesi ve alışması lazım.
Tüm bebekler gibi büyüdükçe etrafında olup bitenlere merakı artıyor, her şeye uzanmak, her şeyi eline almak istiyor. Özellikle cep telefonu ve kumandalar en favori oyuncakları olsa da tabi ki biz mümkün olduğunca ilgisini başka oyuncaklara çekmeye çalışıyoruz. Bazen düşünüyorum da çağımızın çocukları doğar doğmaz ne kadar çok radyasyona maruz kalıyor ve bazen onca koşuşturmacamız arasında biz bunun farkına geç varabiliyoruz. Bu yüzden ben de bu yazıyı yazarken kocamdan oğluna oyuncak cep telefonu ve kumanda almasını istedim :). Kaan Bey artık oyuncaklarını büyük bir ustalıkla kavrıyor ve minik parmaklarıyla uzun uzun inceliyor. Hatta bir elinde bir obje tutarken diğeriyle ona vurabiliyor. Ayrıca tapşini tapşini yaparak ufaktan el çırpmaya da başladı. Kelime haznesi de oldukça gelişmeye başladı çok rahat bir şekilde ‘’dededeeee, bababaaaa, mamamaaaa’’diyor. İlgi çekmek istediğinde öksürme ve hapşırma taklitleri yapıyor. Oyuncaklarını saklayıp oyuncağın hani nerde dendiğinde ne dendiğini anlıyor ve oyuncağını bulmak için etrafına bakınıyor.

Derler ya, on parmağında on marifet.. Ben şimdi hangi bir marifetini seçip de anlatayım.. Derseniz biz sıkılmayız, sen devam et, o zaman ben sabaha kadar anlatabilirim:)

Yemek faslına gelecek olursak; öncelikle bizimle beraber masaya oturmaya iyice alıştı. Biz yerken dikkatli dikkatli bizi izliyor ve kendi boğazımızı düşünmekten ona yiyecek bir şey vermediysek bizim yediklerimizi boğazımıza diziyor. Öyle melül melül bakarak ağzını yemek yer gibi şapırdatıyor ki sıkıyorsa eline bir şey tutuşturma bakalım. Anne yüreği dayanır mı sizce?? Zaten böyle böyle alıştı salatalık ve ekmek kemirmeye. Kaptı mı istihkakını değmeyin Kaan’ın keyfine. Döke saça, ağzından taşıra taşıra, yerlere ata ata ve büyük bir keyif içinde kemiriyor elinde ne varsa. Ve tanıdığınız bir babayiğit varsa bize gönderin de elinde kalan kırıntıları alabilelim Kaan efendiden J. Benim oğlum tuttuğunu koparacak orası daha şimdiden belli, maşallah, lokmasını da kolay kolay kimseye kaptırmayacak.. Yediklerinin tadına alışsın diye önceleri kahvaltısını azar azar ve tek tek vermeye başlamıştım, şimdi her hangi bir itirazı olmadan ne verirsem yutuyor. Yine de ayrı ayrı verdiğimde çok az yemiş gibi geliyor bana, bende önce bir kısmını (az peynir, bir adet zeytin, yumurtanın çeyreği, biraz domates ve ufak bir parça salatalık) tek tek veriyorum. Sıkıldığı yerde kalan malzemeler ile şimdilik tek başına veremediğim tereyağ, pekmez, yulaf, incir ve kayısıyı bulamaç yapıp öyle yediriyorum. Meyve de hiçbir sıkıntı yok zaten hapur hupur hüpletiyor. Tabi bu arada meyvelerimizi de artık püre halinde değil küçük küçük parçacıklar şeklinde yemeye başladık. Yoğurda alışması oldukça uzun zaman aldıysa da ben pes etmedim, mutlaka az da olsa tattırdım ve zafer benim oldu. Şimdi yoğurda tam olarak alıştı, hem de ne alışma öyle güzel yiyor ki ben de hiç üşenmeden her gün taze taze yapıp yediriyorum bir taneme. Sebze çorbasına da aklıma ne esere katıyorum ve ek gıdaya başladığımızdan bu yana çok severek yiyor, bana mı çekmiş ne :), sebze konusunda aynı anası. Tabi tüm bunların yanı sıra bence en önemlisi Kaan’ım yeni tatlara da oldukça açık ve çok şükür bugüne kadar pek yemek seçmedi (sanırım bu genlerini babasından almış :)), umarım hep böyle devam eder. 


Diyeceksiniz ki büyüdükçe her şey hep iyiye mi gidiyor, hiç mi olumsuz yönleri yok? Evet tabi ki var; mesela bu aralar giderek daha da çok bana bağlanıyor ve beni hep yanında istiyor. Yanından ayrıldığım an yaygarayı basıyor. Sonra istediği bir şeyi vermeyince kıyametleri kopartıyor, sanki etinden et kopartmışçasına ağlamaya başlıyor. Beyefendi şimdi yeni yeni keşifler peşinde olduğundan, kucağımıza aldıktan sonra sıkıysa gerisin geri yere oturt bakalım. Bunu yeni huy edindi, neymiş efendim oturmayacakmış, oturmamak için kendini resmen bir yay gibi kasıyor. Mecburen kucakta kalmaya devam ediyor ya da ilgisini başka bir şeye çekmeye çalışıyoruz. Banyo yapmayı zaten ilk günden beri çok seviyordu, şimdi yeni huyumuz banyo sonrasında sudan çıkmak istemiyor. Bize nasıl kızıyor, nasıl bağırıyor bir görseniz ortalığı birbirine katıyor banyodan çıkmamak için. Her akşam yıkanmaya alışınca mübarek su kuşu gibi oldu, küvetinin içinde ya da lavaboda fark etmiyor. Başlıyor şap şap suları etrafa saçmaya, bıraksak saatlerce oynar hiç sıkılmadan. Hatta ilk saç tıraşını yaparken küvetini suyla doldurup içine oturttuk ve öyle traş ettik, gıkı çıkmadı desem yeridir. Banyo bitip te sıra kurulanıp bez bağlamaya geldi mi yine yaygaraya devam, neymiş bezini bağlatmayacakmış. Sıkıyorsa kızdırmayı göze alıp bağla, tepesi attı mı on dakika şaklabanlık yapacaksın da keyfi gelsin haspamın.


Sözün kısası dostlar; o bizim bal böceğimiz, sırnaşık kedimiz ve pek tabii ki tombalak tosbağamız. Öyle tatlı oldu ki ne sevmeye, ne de öpmeye doyamıyorum. Sen nasıl bir şeysin be benim güleç yüzlü oğlum? Sen ne iyi ettin de geldin bizim hayatımıza. Baban ve ben seni veren Allah’a binlerce kez şükür ediyoruz. İyi ki geldin ve iyi ki varsın…


Kaan Efendi ilk kez dizlerinin üzerine durarak annesine ben tehlikeli olmaya başladım,ona göre önlemlerini al artık diyor :)

Evet evet artık iyice çözmüş olayı,kolaylıkla yan taraftan tutunarak dizlerinin üzerinde durmayı başarıyor benim küçük sıpam

Heh birde oturma işini aşmış çoktan da,yaramazlık peşine düşmüş.Bi ara bi ses duydum,hemen koştum bi baktım ki Kaan aynanın önündeki objeleri yere atmış,son bi kaç tane kalmış onları atmaya uğraşıyor.Uzanabilseydi onlarıda çoktan atmışdı da,neyse ki uzanamamış.

Bak bak bizim sıpaya,şimdi de ayağa kalkma denemeleri içerisinde.Eyvah eyvah bizi zor günler bekliyor.

Nurturia Buluşması Bizdeyiz


 Kıpraşmaya başlayınca insan duramıyor :)), aslında hiç aklımda yokken hemen ertesi hafta bir kez daha, bu sefer bende buluşmaya karar verdik. Temizlik yaparken aklıma gelivermişti bir buluşma organize etmek ve hemen Burcu ile Aysu’yu aradım. Sonra da “Nurti” de duyurdum ki katılmak isteyen başka arkadaşlar olursa buyursunlar gelsinler diye. Nitekim Yağmur(Yağmur_nehir), Gizem(gizemmm) ve Gizem(gizemfiliz) de bize katılmak istediler. Hem çok heyecanlanmış, hem de çok mutlu olmuştum. Çünkü bazısını hiç tanımadığım ama bir yandan da kendimi çok yakın hissettiğim arkadaşlarım gelecekti. Misafir ağırlamayı ezelden beri severim zaten, ayrıca yeni tanışacağım arkadaşlarım olacağı için de ayrıca sevinçliydim. Aysu son anda Amasya’ya gitme işi çıktığından bizi ekmek zorunda kaldı, Berna ise Belizsu ateşlendiği için aramıza katılamadı.

     Herkes geldiğinde evde tam bir bayram havası oluştu. Evimin hiç bu denli neşeli, hareketli ve keyifli olduğunu hatırlamıyorum. Bebeklerin daha gelir gelmez aynı anda uykusu gelince tam bir curcuna yaşandı. 3 odamın her birine hemen birer tane yer yatağı yaptık, anneleri bebelerini uyuttu. Ama benim oğluşuma yatacak yer kalmadı ve Kaan açıkta kaldı :)) Böyle durumlarda hemen alt komşumuz ve aynı zamanda süper teyzemiz İlknur imdadımıza yetişir. Yine öyle oldu ve hemen Kaan’ı aşağı indirdim ama oğlumun inadı bana çekmiş, bu kez uyumak istemedi. Bir yandan da misafirlerim evimde kahvaltı masasında beni bekledikleri için Kaan’la birlikte tekrar yukarı çıktık. Bebeklerle uğraşmaktan ancak saat 13’te kahvaltıya oturabildik. Saat kahvaltı için ne kadar geç de olsa hep birlikte hem sohbet ettik, hem de kahvaltımızı yaptık. Bir yandan da bebekler de teker teker uyanmaya başladı. Bende fırsat bu fırsat deyip Kaan’ı uyutmaya kaçtım. O yorgunluğun üzerine sağolsun hemencecik daldı ve tam 2.5 saat deliksiz uyuyarak annesine misafirleriyle ilgilenebilsin diye müsaade etti. Diğer taraftan da uyanan bebeklerin karınları acıkmaya başlamıştı. Hemen mutfakta bebekler için çorba yaparak herkese paylaştırdım. Tam bu zamanlarda Yağmur’da biraz gecikmeli olarak aramıza katıldı. Ve herkes elinde bir kase, odanın bir köşesinde bebesine yemek yedirmeye başladı. O kadar komik ve curcuna bir görüntüydü ki bir yandan bebeleri doyuruyor bir yandan da gülmekten kopuyorduk. Bazı bebekler yemek istemiyor, kimisi de çorbayı hüpletiyordu. Sizin anlayacağınız biz hem eğlendik, hem de bebeklerimiz bir araya gelmiş oldu. Gerçi benim oğlum diğerlerine pek katılamadı, ama diğerleri gayet güzel oynadılar.

     Evet dostlar; koca bir günde olanları şu kısacık sayfaya sığdırmak zor. Sözün özü, kahvaltılar yapıldı, kahveler içildi, sohbetler edildi, tabaklar doldu boşaldı, bebekler uyudu, uyandı. Hep beraber gülündü ve oynandı. Bir karmaşayla başlayan gün bir jet hızıyla ama bir o kadar da keyifle geçiverdi. Katılan arkadaşlara bir kez daha teşekkür eder, katılamayan arkadaşlarıma da selamlarımı iletirim. Nasıl olsa başka bir kıpraşma da tekrar bir araya geliriz. 



























LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...